NAMAZIN RÜKUNLERİ
Rukûn, bir şeyin parçası olup, kendisi olmaksızın o şeyin var olmasına imkân bulunmayan parçaya denir. Buna göre sücûd namazın bir rüknüdür, çünkü namazın bir parçasıdır ve sücûd da olmadan namaz diye bir şey olmaz.
İster kasten, ister yanılarak olsun namazın Rükunleri asla düşmez. Aksine Rükun terkedildiği için namaz batıl olur. Sahih görüşe göre namazın Rükunleri ondörttür. Bunları aşağıdaki şekilde açıklayabiliriz:
1. Kıyam -güç yetirmek halinde- Çünkü yüce Allah: "Namazları ve özellikle orta namazı koruyunuz, gönülden gelerek saygı ve itaat ile Allah'ın huzurunda ayakta durunuz." (el-Bakara, 2/238) diye buyurmaktadır. Ayrıca İmran b. Husayn RadıyAllahu anh rivâyet ettiği hadiste şöyle demektedir: Benim basurlarım vardı. Peygamber SallAllahu aleyhi vesellem'e namaza dair soru sordum da şöyle buyurdu: "Ayakta namaz kıl, gücün yetmezse oturarak, gücün yetmezse yanın üzere yatarak (kıl)" diye buyurdu.[209]
2. İhram (iftitâh) tekbiri: Çünkü yüce Allah: "Ve Rabbinin adını anarak namaz kılan." (el-A'lâ, 87/15) diye buyurmaktadır. Ali RadıyAllahu anh'ın rivâyet ettiği hadise göre de Peygamber SallAllahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Namazın anahtarı abdestli olmak, onun haram kılınması (namazın dışındaki işlerle uğraşmanın haram kılınması) tekbir getirmek, helal kılınması (namazın dışındaki işleri yapmanın helal olması) de selâm vermektir."[210]
"Allahu ekber" lafzını muayyen olarak söylemek gerekir. Çünkü yüce Allah: "Ve Rabbini tekbir et" (el-Müddessir, 74/3) diye buyurmaktadır. Namazını doğru dürüst kılamayan kişi ile ilgili hadisin Taberânî'deki rivâyetinde: "...Sonra Allahu ekber dersin..."[211] denilmektedir. Ayrıca Ebu Humeyd es-Sâidî'nin rivâyet ettiği hadise göre Peygamber SallAllahu aleyhi vesellem namaz kılmak için ayağa kalktı mı evvela dimdik ayakta durur, ellerini omuzlarının hizasına kadar kaldırır, sonra da: "Allahu ekber" derdi."[212]
3. Her rekâtte Fatiha suresini okumak: Sahih ve sarîh (apaçık) sünnet buna delil teşkil etmektedir. Ubâde b. es-Sâmit RadıyAllahu anh'dan rivâyete göre Peygamber SallAllahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Kitabın başındaki Fatiha suresini okumayan kimsenin namazı olmaz."[213] Ebu Hureyre RadıyAllahu anh'dan da şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Rasûlullah SallAllahu aleyhi vesellem buyurdu ki: "Kitabın başlangıcını teşkil eden Fatiha suresinin içinde okunmadığı hiçbir namaz yerini bulmaz..."[214] Peygamber SallAllahu aleyhi vesellem'den sabit olan rivâyetlere göre de o farz ve nafile namazların herbir rekâtinde Fatiha suresini okurdu. Ondan buna muhalif bir rivâyet sabit olmamıştır. İbadetlerde esas olan ise ittibâdır. Ayrıca hadis-i şerifte: "...Benim nasıl namaz kıldığımı görüyorsanız, siz de öylece namaz kılınız."[215] diye buyurulmaktadır.
4. Rukû: Buna delil yüce Allah'ın şu buyruğudur: "Ey iman edenler! rukû ediniz, secde yapınız!" (el-Hac, 22/77) Namazını doğru dürüst kılamayan zatın durumunu anlatan hadis-i şerifte de Nebi SallAllahu aleyhi vesellem'in şu buyruğu da buna delildir: "...Sonra rukû halinde iken mutmain oluncaya (azaların ve eklemlerin o halde yerli yerine gelinceye kadar) rukûda kal..."[216]
5. Rukûdan doğrulmak: Bunun delili namazını doğru dürüst kılamayan zata ait rivâyettir. Orada: "...Sonra ayakta mutedil bir şekilde duruncaya kadar rükûdan kalk..." denilmektedir. Ayrıca Ebu Humeyd'in Rasûlullah SallAllahu aleyhi vesellem'ın namazını anlatırken söyledikleri şu ifadeler de buna delildir: "Peygamber SallAllahu aleyhi vesellem başını kaldırdı ve herbir omuru yerine geri dönünceye kadar doğruldu."[217] Mü'minlerin annesi Âişe RadıyAllahu anha Peygamber SallAllahu aleyhi vesellem'in namazını anlatırken şunları söylemektedir: "...Başını rükûdan kaldırdı mı ayakta büsbütün doğrulmadıkça secdeye gitmezdi..."[218] Ebu Mesud el-Ensari el-Bedrî (Bedir savaşına katılmış olan) dedi ki: Rasûlullah SallAllahu aleyhi vesellem buyurdu ki: "Rükû ve sücûdda omurlarını doğru dürüst hizaya getirmeyen kimsenin namazı yerini bulmaz."[219]
Kaynaklar :
[209] Buhârî, II, 41
[210] Ebu Davud, I, 49, H. no: 61; Tirmizî, I, 9, H. no: 3 "Bu hadis bu bahiste en sahih ve en güzel şeydir" kaydıyla.
[211] Taberânî, Kebir, V, 38, H. no: 4526; İbn Hacer, Telhisu’l-Habir, I, 217, H. no: 326'da, Ebu Davud ve Muslim'in lafzını zikrederek şunları söylemektedir: Bu hadisin aslı diğer Sunen sahiblerinin eserlerindedir. Bunu Taberânî de rivayet etmiş olup, lafzı Râfiî'nin lafzına uygundur.
[212] İbn Mâce, I, 280, H. no: 862; el-Albâni, Sahihu Sunen-i İbn Mâce, I, 142-143, H. no: 702'de sahih olduğunu belirtmektedir; İbn Hacer, Telhisu’l-Habîr, I, 217, H. no: 324'de şunları söylemektedir: Bu hadisi İbn Hibban Kitabu's-Salat'da rivayet ettiği gibi o ve İbn Huzeyme Sahih'lerinde de rivayet etmişlerdir.
[213] Muslim, I, 295, H. no: 394
[214] İbn Hibban, V, 91, H. no: 1789; İbn Huzeyme, I, 248, H. no: 490; İbn Hacer, Telhisu’l-Habir'de şunları söylemektedir: Bu hadisi Dârekutnî şu lafızla rivayet etmektedir: "Kişinin Ummu'l-Kur'ân'ı (Fatiha'yı) okumadığı hiçbir namazı yerini bulmaz." İbnu'l-Kattan hadisin sahih olduğunu belirtmiş, İbn Huzeyme ve İbn Hibban da hadisi bu lafızla, Ebu Hureyre'den, diye rivayet etmişlerdir.
[215] Buhârî, I, 155
[216] Buhârî, I, 184
[217] Buhârî, I, 194
[218] Muslim, I, 357, H. no: 498
[219] Tirmizî, II, 51, H. no: 265, hasen, sahihtir kaydıyla; el-Albâni, Sahihu Suneni't-Tirmizî, I, 84, H. no: 217
- devam edecek inşaAllah -